Buscar

Ana Sayfa

Metamorfoz



Yorgunum...
Yaprak az tırtıl çok. Üstelik Çirkinim, bütün tırtıllar gibi. Çok çirkinim.
İçimde taaa yüreğimde bir ses "Rengarenk, dünyalar güzeli bir kelebeği öldürme! Dayan biraz, az kaldı." demese, ah o beni her duyuşumda titreten yumuşacık sesi duymasam tırtıl olmaya daha ne kadar dayanabilirim?
Saatlerce uğraşıp ulaştığım yaprakları hep başka tırtıllar alıyor elimden. Onlarla baş edemiyorum. Geride bıraktıklarını da toplamasam açlıktan öleceğim.
O ses bir kaç dut ağacıyla sınırlı tırtıllar dünyasına ait değil biliyorum. Süt beyazı köpüklü sularıyla çağlayan pınarların sesini, pırıl pırıl güneşli bahçelerin rüzgarını, çiçeklerin kokusunu taşıyor nefesinde. Hissediyorum bunu.
Çevremdeki tırtıllara bakıyorum. Yapraklara çılgınca saldıran tırtıllara... Onlardan biri olmak, onlarla yaprak yeme yarışına girmek utandırıyor beni.
Tüylü, iğrenç vücudumu pürtüklü dallar üzerinde kıvrıla büküle sürüklerken hep o sesi duyuyorum. Onu dinledikçe içerimde bir nokta tutuşuyor. Bırakmak, vazgeçmek üzereyken yeniden, yeniden başlıyorum.
"Gel!" diyor. "Bu tertemiz, bu rengarenk dünya, senin asıl dünyan! Haydi gel!" diyor. "Hazırsın artık, yapabilirsin, uçabilirsin...Ama önce yeni bir kimlik kazanmalısın. Yırt at şu çirkin kabuğu artık!"
Ona inanıyorum.
Kozamı örüyorum.
Yorgunum... Çok yorgunum...Ama durmadan, dinlenmeden çalışıyorum.
Kozamın içindeyim. Hayır kozamın içinde değil, kozamın içindeki tırtılın içinde. Önce tırtılı yeneceğim, sonra kozayı. Her parçamı yeniden oluşturacağım.
Kabuğum yarılıyor.... Kozamı delmeliyim... Korkuyorum.
Tarlaların, suların, bahçelerin üzerinden uçup "Merhaba güzel dünya!" "Merhaba kelebekler!" diyebilecek miyim?
Kendimden utanmadan...



Bu yazıyı zamanında bir kitaptan okumuştum. Kitabın ismini ya da yazarını hatırlamıyorum lakin çok hoşuma gittiği için defterimin birine not etmiştim. Uzun zamandır da o defteri bulamıyordum. Sonunda geçen gün buldum ve paylaşmak istedim. Değişimi isteyen, içerideki asıl kendinden dışardaki kendisini izleyenlere gelsin..:)

A moment to remember




Sınavlarımın bitmesinden sonraki gün bir boşluk içerisinde ne yapmayı düşünürken bari gülmek için how i met your mother'ı izliyim dedim. O an arkadaşım bir teklifte bulundu ve film izleyelim mi? ama bak ağlamaktan için dışına çıkacak dedi.Dedim iyi tamam izleyelim bakalım...İşte, ağlamaktan içimin dışına çıktığı bu filmi tanıtmak istedim.

Filmin ismi "A moment to remember". 2004 yılında çekilmiş bir kore filmi. Konusu başlangıçta normal bir aşk hikayesi gibi. Bir inşaatta usta başılık yapan bir adam ile bu inşaatın sahibinin kızının birbirlerine aşık olmasını anlatıyor. Bizim yeşil çamdaki konulara benzemiş ama neyse.:P..Devamında tabi evleniyorlar ve mutlu mesut yaşamaya başlıyorlar. Asıl sorun bundan sonra başlıyor. Kız,biraz unutkan. Ve bu unutkanlık gittikçe ağırlaşmaya başlıyor..Evin yolunu bulamamaya kadar varan bir unutkanlık. En sonunda doktora gittiğinde alzheimer hastası olduğunu öğreniyor. Kız bunu kocasına söyleyemiyor.Sonra kocası öğreniyor hasta olduğunu ve hikaye bu konu üzerine kurulmuş..
Kızın kocasını hatırlamayıp, eski erkek arkadaşını hatırlaması karşısındaki kocasının o yüz ifadesi, ona eski erkek arkadaşının adıyla seslenince kocasının kapının arkasına geçip çenesi titreye titreye ağlaması, kızın bir an hafızasının yerine gelip kocasına yaptıkları için ağlaması beni koparan sahneler oldu...

Eğer duygu yüklü bir film izlemek isterseniz izlenesi bir film..Oyunculuklardan tutun konuya kadar herşey çok güzeldi..Yalnız bir tavsiye yanınıza bir paket mendil almadan izlemeye başlamayın..^^

İlk yazım..:)

Eveetttt...Sonunda uzun bir şablon arama, sonrasında ise bulduklarım arasından deneme ve yanılma yöntemi ile beğenme beğenmeme sürecinden sonra bloğuma ilk yazımı yazabildim..Mutluyum, sevinçliyim, gururluyum..:P.

Aslında bu bloğu sadece nasıl blog açılır onu öğrenmek için açmıştım..İsmi ise sakura ve seishun kelimelerinin birleşimi..Neden derseniz sakura ağacını hep sevmişimdir.Değişik ve güzel bir havası var. Seishun ise ilk olarak prince of tennis animesinden bir alışkanlığım vardı (Favori animemdir kendisi..:D), sonrasında yazıldığı kanjileri görünce içim ısındı...Seishun japoncada gençlik anlamında ve mavi ve bahar kanjilerinin bir araya gelmesiyle oluşuyor..o yüzden beni kendisine çekti.^^..

Burada nelerden bahsedeceğime gelirsek, benim de pek bir fikrim yok aslında..XD..İlgimi çeken şeyler, ilginç şeyler ve tabiki olmazsa olmazım anime ve mangalar olacak büyük ihtimalle...İlk yazı dedim ama epey bir uzattım sanırım.Burada bu yazıyı sonlandirim o zaman ..XDD